Postoperatif komplikasyonlar göğüs cerrahisi operasyonlarından sonra oluşan mortalite ve morbiditenin en önemli nedenidir. Postoperatif cerrahi komplikasyonlar cerrahi öncesi uygun hasta seçimi, doğru ve tam bir preoperatif değerlendirme ile azaltılabilir.
Postoperatif komplikasyonlar göğüs cerrahisi hastalarında morbidite ve mortalitenin en önemli sebepleri arasındadır.
Göğüs cerrahisi rezeksiyonlarından sonra en sık görülen postoperatif komplikasyon atelektazidir. Akciğerin ekspanse olmaması ile bağlantılı olan atelektazi enfeksiyonlara ve solunum yetmezliğine yol açabilir. Göğüs fizyoterapisi, erken mobilizasyon, ağrı palyasyonu postoperatif atelektaziyi önlemede en etkin yöntemlerdir.
Göğüs cerrahisi ameliyatlarından sonra pnömoni insidansı %2-40 arasındadır. Genellikle streptokok türleri ve hemofilus influenza görülür. Gram negatifler ise %70 oranında etkendir. Tanıda ateş yüksekliği ve pürülan balgam önemli parametrelerdendir. Ağrı kontrolü, solunum egzersizleri, spirometri ve profilaktik antibiyotik kullanımı pnömoni gelişimini önlemek açısından önemlidir.
Pulmoner ödem pnömonektomi sonrasında sık görülen ve mortalitesi yüksek bir komplikasyondur. Bu nedenle pnömonektomi yapılan hastalarda sıvı kısıtlaması önemlidir. Baro-travmadan volü-travmadan kaçında ve erken ekstübasyon pulmoner ödem gelişiminden korunmada dikkat edilecek noktalardandır. 60 yaşın üzerindeki sınırda kapasiteye sahip erkek hastalarda özellikle sağ pnömonektomi yapılması akut akciğer hasarı ve ARDS için önemli risk faktörleridir.
Kardiyovasküler sistemi ilgilendiren en sık komplikasyon ise supraventriküler aritmilerdir. Torakotomi yapılan hastalarda aritmi %8- 40 sıklıkta görülür. En sık görülen aritmi türü ise atrial fibrilasyondur. Postoperatif dönemde görülen aritmilerin %90’ı ilk bir hafta içerisinde genellikle düzelir.
Postoperatif dönemde akut ve yüksek volümdeki kanama re-ekplorasyon ihtiyacı doğurur. Hemorajik drenajın saatte 100 ml. üzerine çıkması cerrahi gereksinimini ortaya koyar. Hastalarda hematom basısına bağlı semptomlar ortaya çıkabilir.
Bronko pulmoner komplikasyonlar
Göğüs cerrahisi hastalarında 5-7 günden fazla masif hava kaçağının devam etmesi “uzamış hava kaçağı” olarak adlandırılır. Atelektazi, pnömoni ve ampiyem gibi enfeksiyöz durumlar uzamış hava kaçağının en sık nedenlerindendir. Pnömotoraksın ve rezidüel space’in varlığı göğüs tüpü manipülasyonunu ve hekimlik valf gibi ek uygulamaları gerektirir. Talk plöredezis çoğu hastada hava kaçağını önlemede faydalı olabilir ancak re-operasyon gereken durumlarda ikinci ameliyatı zorlaştırabilir.
Bronkoplevral fistül göğüs cerrahisi rezeksiyonlarından sonra görülen en problemli komplikasyonlardan birisidir. Endobronşial kapama veya cerrahi kapatma gerekebilir. Apikal plevranın bronşial güdük üzerine dikilmesi yani plevral tent tekniği bronkoplevral fistül gelişimini önlemede yardımcıdır. Kloget veya eloesser yöntemleri ile plevral drenaj sağlanmalıdır.
Postoperatif dönemde gelişen ampiyem üç evrede görülür ve ilk tedavi tüp torakostomi ile enfekte mayinin boşaltılmasıdır. Fibrinopürülan evredeki ampiyemde irrigasyon ve fibrinolitik tedavi kullanılabilir. Organize olmuş ampiyem vakalarında plevral kalınlaşma “tuzak akciğer” oluşumuna neden olabilir ve dekortikasyon gerektirir.
Ağrı postoperatif dönemde göğüs cerrahisi hastalarında en sık görülen komplikasyondur. Her ne kadar VATS yöntemi ve torakotomide kas koruyucu insizyonların yapılması postoperatif ağrıyı azaltsa da sıklıkla hastalar etkin analjezik tedavisine ihtiyaç duyarlar. Ağrı pek çok durumda aritmi, atelektazi gibi diğer komplikasyonlarında gelişimine zemin hazırlar. Erken dönem ağrılar nonsteroid anti inflamatuar ilaçlarla tedavi edilebilir. Geç dönemde oluşan veya uzun süren torakotomi ağrılarında antidepresanlar, TENS ve opioidler kullanılabilir.
Pek çok ameliyat sonrasında görülebilen yara yeri enfeksiyonu, kanama, anastomoz kaçağı gibi durumlar göğüs cerrahisi ameliyatlarından sonrada görülebilmektedir.
Sinirin dağılımına ve ameliyat lokalizasyonuna bağlı olarak rekürren sinir yaralanması, frenik sinir hasarı ve torasikus longus zedelenmesi göğüs cerrahisi ameliyatları sonrasında görülebilecek sinir hasarlarındandır.