Plevral aralıkta şilöz mayi toplanması durumuna şilotoraks adı verilmektedir.
Şilotoraks plevral aralıkta şilöz vasıfta mayinin toplanmasıdır. Duktus torasikusun zedelenmesi veya rüptürü şilotoraksın temel sebebidir. Şilotoraks ile birlikte psödoşilotoraks adı verilen bir tanım daha vardır. Şilotoraksta trigliserit içeriği yüksektir. Psödoşilotoraksta ise kolesterol içeriği yüksektir. Psödoşilotoraks kolesterol plerezisi veya şiliform efüzyon olarakta adlandırılmaktadır.
Duktus torasikul L2 seviyesinde sistena şiliden başlayarak sağda yukarı doğru uzanmaktadır. T4-T5 hizasında ise arkus aortanın arkasından sola döner. Klavikulanın 2-3 santimetre yukarısına kadar uzanarak loop oluşturur. Ve sol jugulo-subklavian bileşkede sonlanır. Duktus torasikus her ne kadar %50 oranında klasik seyir izlese de büyük oranda varyasyon içermektedir ve en sık görülen varyasyon çift duktus varlığıdır. Lenfatik kapillerler tek katlı düz endotel hücreleri ile döşelidir ancak perisit içermezler.
Duktus torasikus iyi gelişmiş bir bazal membrana sahiptir ve 3 katlı bir duvar yapısı içerir. Duktus torasikusta iletim ritmik kontraksiyonlar, intra-abdominal basınç artışı, negatif intratorasik basınç sayesinde olur. İçerdiği kapakçıklar ise geriye kaçışı önler.
Şilotoraks fizyolojisi
Duktus torasikus fizyolojik olarak çok önemli bir yapıdır. Yağların dolaşıma geçişini sağlar. Orta zincirli yağ asitleri direkt olarak kana karışabilirken 10 karbon atomundan büyük yağ asiti zincirleri duktus torasikus ile taşınır. Duktus torasikus ayrıca protein, şeker ve lenfositlerin taşınmasında da önemli rol oynar. Duktus torasikusun günlük akımı 1.5-2.5 litreyken saatlik hızı 1.38 mililitre kilogram saattir.
Şilotoraksın etyolojisinde travmatik ve non travmatik nedenler rol oynar. Zor doğuma bağlı konjental nedenlerde şilotoraks etyolojisinde yer alır. Şilotoraks kliniği temelde plevral efüzyon kliniğinden farksızdır. Hastalarda nefes darlığı, halsizlik ve rahatsızlık hissi gözlenir. Ancak geç dönemde yağ ve vitamin kaybı ile birlikte sıvı kaybına bağlı komplikasyonlar ortaya çıkar. Şilotoraks mortalitesi yüksek bir hastalıktır.
Şilotoraks tanısı ve tedavisi
Şilotoraksın tanısında inspeksiyon son derece önemlidir. Süt kıvamındaki plevral efüzyon drenajı şilotoraks açısından tanısaldır. Ayrıca şilöz mayi eter ile muamele edildiğinde rengi berraklaşır.
Şilotoraks tedavisinde efüzyonun drenajı, dehidratasyonun önlenmesi, beslenme ve destek önemli basamaklardandır. Şilotoraksın spesifik tedavisinde ise konservatif tedavi ve cerrahi tedavi yer alır.
Konservatif tedavi hafif vakalarda maksimum 14 gün denenir. Konservatif tedavi ile düzelmeyen olgular cerrahi açıdan değerlendirilmelidir. 5-7 gün içerisinde 1000 cc’nin altına düşmeyen şilotoraks olgularında daha fazla beklemeksizin cerrahi tedavi düşünülmelidir.
Şilotoraksın cerrahi tedavisinde temel amaç duktus torasikustaki akımın bloke edilerek kaçağın önlenmesidir. Bu amaçla duktus torasikus kaçağın hemen altından bağlanır. Eğer duktus torasikus görülemiyorsa o bölgedeki dokular toplu halde sütüre edilebilir. Duktus torasikus ligasyonu sonrasında duktus içerisindeki basınç artar ancak kollateraller açılacağı için iletim devam edecektir.