Küçük hücre dışı akciğer kanserlerinde preoperatif değerlendirme önemlidir. Bu amaçla en sık TNM evrelemesi kullanılsa da yeni bir preoperatif prognostik index geliştirilmesi de faydalı olabilir.
Akciğer kanserlerinde patolojik evreleme önemlidir ancak aynı patolojik evreye sahip akciğer kanserleri farklı sonuçlar gösterebilir. Preoperatif faktörler ile patolojik evrelemenin birlikte kullanılması hasta seçiminde faydalıdır. Küçük hücre dışı akciğer kanserli hastalarda kan parametreleri, tomografi sonuçları gibi pek çok preoperatif prognostik faktör tanımlanmıştır. Rezeke edilen küçük hücre dışı akciğer kanserli hastalarda patolojik tümör boyutu ve lenf nodu gibi bazı prognostik faktörler de tanımlanmıştır. Ancak sadece preoperatif parametrelerin yer aldığı belirteçler az sayıdadır. Patolojik evre ile preoperatif faktörlerin birleştirilmesi overall sağ kalım ve disease-free hastalıksız evreyi tahmin etmekte oldukça faydalıdır. Bu çalışmada amaç rezeke edilen akciğer kanserli hastalarda kullanılabilir preoperatif prognostik index tanımlamaktır.
Bu çalışmaya iki hastanede ocak 2007 ve aralık 2011-2012 tarihleri arasında göğüs cerrahisi ameliyatı olan hastalar alınmıştır. Çalışmaya alınan hastaların küçük hücre dışı kanserli olması, patolojik olarak tanının doğrulanması, preop tedavi almamış olması, komplet rezeksiyon ve lenf nodu örneklemesi yapılması ön koşuldur. Ayrıca mikroskobik tümörü olmayan ve cerrahi öncesinde pnömoni gibi bir enfeksiyonu olmayan hastalar çalışmaya dahil edilmiştir. Intertisyel akciğer hastalıkları HRCT ile değerlendirilmiş ve 1 ay içerisinde intertisyel akciğer hastalığına veya KOAH’a bağlı alevlenme yaşayan hastalar çalışma dışında bırakılmıştır.
Intertisyel akciğer hastalığı olanlar UIP ve Non-UIP olarak sınıflandırılmış, akciğer kanserleri 7.TNM sınıflamasına göre evrelenmiştir. Çalışma için etik onay alınmıştır. Hastaların yaş, cinsiyet, sigara öyküsü, rezeksiyon tarafı, uygulanan cerrahi prosedür ile ilişkin bilgiler kaydedilmiştir. Akciğer kanserinin patolojik evresi, histolojisi ve kan parametreleri ayrıca kaydedilmiş, hastaların ölüm nedenleri ve izlemleri toplanmıştır. İstatistiksel analizler “R” programı ile yapılmıştır.
Sonuçlar
Birinci grupta 604 ikinci grupta 333 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Median takip süresi birinci grupta 57 ikinci grupta 48.3 aydır. Her iki grup arasında cinsiyet, FEV1 ve vital kapasite yüzdeleri, cerrahi prosedür, klinik evre ve postop kemoterapi sürelerinde anlamlı farklar vardır.
5 yıllık sağkalım gruplar arasında benzerdir. Yapılan univariate analizinde birinci grupta 10 faktörün prognozla ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Multivariate analizde ise 7 faktörün prognozla ilişkili olduğu saptanmıştır. Multivariate analizde saptanan 7 faktör kullanılarak iki adet preoperatif prognostik index geliştirilmiştir. Bu index’ler arasında anlamlı bir fark saptanmadığından hesaplaması kolay olan ikinci index tercih edilmiştir. Prognostik indexlerin analizinde index’in sağkalım ile ilişkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Prognostik indexlerin sağkalım sonuçları incelendiğinde anlamlı farklar bulunmuştur.
Tartışma
Bu çalışma yaş, sigara kullanımı vital kapasite, NLR, CYFRA 21-1 ve ILD (intertisyel akciğer hastalığı) nın küçük hücre dışı akciğer kanserli hastalarda sağkalım ile ilişkili olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Bununla birlikte bağımsız kohortlarda bu faktörlerle birlikte patolojik ve histolojik sonuçlarında eklenmesinin faydalı olabileceği görülmüştür. ILD rezeke edilen akciğer kanserli hastalarda negatif prognostik faktördür. Multivariate analizler göstermiştir ki intertisyel akciğer hastalığı iki kat daha fazla mortalite ile ilişkilidir. Dolayısıyla preoperatif prognostif index hazırlanırken intertisyel akciğer hastalığı kriterine daha yüksek puan verilmiştir.
Sato ve arkadaşları evre 1 küçük hücreli akciğer kanserlerinde %80’in altındaki vital kapasitenin sağkalım istatistiklerinin kötü olduğu sonucuna varmışlardır. Ancak biz vital kapasite düşüklüğünü göze alınamaz bir prognostik faktör olarak görmekteyiz. Bu nedenle %80’in altındaki pulmoner fonksiyonlar sağkalım açısından dikkatle değerlendirilmelidir.
Literatürde prognozu saptamaya yönelik çalışmalar yapılmıştır. Ancak bizim çalışmamız birkaç açıdan literatürdeki çalışmalardan farklıdır. İlk olarak biz sadece preoperatif faktörleri dikkate aldık. İkincisi pek çok çalışmada intertisyel akciğer hastalıkları geri planda bırakılmıştır. Üçüncüsü ise bizim çalışmamız TNM evrelemesinden bağımsızdır.
Geliştirdiğimiz preoperatif prognostik index patolojik evre 1 adenokarsinomlu hastalarda da risk sınıflamasında etkilidir. Ancak evre 2 hastalarda muhtemelen hasta sayısının azlığına bağlı olarak disease-free survive açıkça belirlenememektedir. Ancak overall sağkalım net olarak belirtilmiştir.
Çalışmanın en büyük limitasyonu örneklemin azlığıdır. Özellikle evre 2 ve 3A akciğer kanserli hastalarda sayı oldukça düşüktür. Ayrıca geliştirilen bu preoperatif prognostik index’in etkisi sadece tek bir merkezde onaylanmıştır. Geliştirilen bu index çok merkezli çalışmalarca onaylanmalıdır. Ayrıca akciğer rezeksiyonu yapılan küçük hücre dışı akciğer kanserli hastalar üzerinde yapıldığından dolayı ileri evre KOAH hastası olan akciğer kanserli hastalar çalışmaya dahil edilmemiştir.
Sonuçta 7 faktör ile hesaplanabilen preoperatif prognostik index geliştirilmiş ve bu index sonucu elde edilen puanların disease-free survive ve overall survive belirlemede etkili olduğu bulunmuştur. Bu prognostik index ileride yapılacak olan prospektif çalışmalarda hastaların sınıflandırılmasında fayda sağlayacaktır.